Coğrafya / Erdnigarî

Kalkerli ve volkanik yapıya sahip olan Hakkari coğrafi olarak ülkenin Ağrı Dağı’ndan sonra en yüksek doruğunun bulunduğu Cilo-Sat Dağları’nın yer aldığı kısmını oluşturur. Yine dağlık olma özelliğinden kaynaklı olarak hızlı akan akarsuların derinlemesine aşındırması sonucu zaman zaman kanyonlaşan ve bazen de V şeklini alan derin vadilerden oluşmuştur. Bunun bir sonucu olarakta yükseklerde kalan hafif eğimli yaylalar ve nadir de olsa ovalar meydana gelmiştir.

Hakkari   Coğrafyası
 
Kalkerli ve volkanik yapıya sahip olan Hakkari coğrafi olarak ülkenin Ağrı Dağı’ndan sonra en yüksek doruğunun bulunduğu Cilo-Sat Dağları’nın yer aldığı kısmını oluşturur. Yine dağlık olma özelliğinden kaynaklı olarak hızlı akan akarsuların derinlemesine aşındırması sonucu zaman zaman kanyonlaşan ve bazen de V şeklini alan derin vadilerden oluşmuştur. Bunun bir sonucu olarakta yükseklerde kalan hafif eğimli yaylalar ve nadir de olsa ovalar meydana gelmiştir. Bu açıdan Hakkari’ de hayat ve o hayatın yaşandığı mekanı iki kısma ayırmak gerekir. Birinci kısım Zap Vadisi derinliklerinde digeri ise yüksek yaylalarda  altı ay yaşanılan, dolu geçen ve her mevsimde farklı renkler farklı zevkler ve yazılamayan ancak yaşanılan güzellikler.
 
Hakkari dağcılık ve kayakçılık sporu için en elverişli yerleden biridir. Cilo- Sat Dağları geçmişte olduğu gibi bugün de henüz keşfedilmemiş özelliğini korumaktadır. Zap Vadisi, Kaval Vadisi, Tiyar Deresi ile Nehil Vadisi de bu yüksek dağların etrafını bir o kadar derine kazarak şekillendirmiştir. Geçim kaynağı olan küçükbaş hayvancılığın yaygın olması yayla yaşamını olmazsa olmaz kılmıştır. Bu yüksek yerlerde Bala Yaylası, Berçelan Yaylası, Sat Yaylaları, Mergezer Yaylası, Beşemle Yaylası, Kanimehan Yaylası, Çelesor, Mendin Platosu ve adını sayamadığımız onlarca yayla yaşam mekanı yerlerdir. Doyasıya geçen 5-6 aylık yayla yaşamı aynı zamanda Hakkari’ nin can damarı durumundadır. Hakkari’ nin kendisine özgü endemik bitkileri vardır. Bunlardan birkaçı şöyle; Sosin, Beybun, Kardelen, Terslale, Menekşe. Ayrıca alternatif tıbba ürün olarak gösterilebilecek endemik bitkileri de saymak gerekir. Hem gövdesi yenilen hemde köklerinden yararlanılan Uşkun yada diğer adıyla yayla muzu  ve peynire katılan Siyabo, Mend, Kenger, Heliz ve daha nice bitki ile karşılaşırsınız.
 
Erdnigariya Colemêrgê
 
Colemêrg xwedî erdnigariyek volkanîk e.Ji aliyê bilindahiyê ve piştî Çiyayê Araratê çiyayên herî bilind di beşa Cîlo-Satê de cih digirin. Van çiyayên bilind û bi heybet li ser avên ku di vê erdnigariyê de diherikin jî bandorek pir mezin çêkiriye û ji ber herikîna avê ya bi hêz gelî de  navber navber sarox çêbûne.  Di encama vê de cihên bilindahiyê vegerîne penav û deştan. Di vî alî de mirov dikare cihên jiyanê li Colemêrgê bike du beş. Beşa yekemîn ya di kûrahiyên Geliyê Zapê û baskên wî pêktê tê jiyankirin, beşa duyemîn jî ya nêzî şeş mehan li biindahî û deştan tê jiyankirin û xweşikbûna bi xwe re tîne ye. Colemêrg ji bo çiyagerî û nêçîrê cihek xwezayî ye. Çiyayên Cîlo û Satê hêj jî aliyên xwe yên nehatin dîtîn diparêze. Her wiha Çemê Zapê ji bo raftîngê çemekî guncaw e.Geliyê Zapê, Geliyê Qewalê, Çemê Tiyarê û Geliyê Nihêlê derdora van çiyayan bi kûrkirinê teşe kirine. Li deşt û penavên xwedî 2000-3000 bilindahî de jî jiyan bi xwedîkirina pez ve pêktê. Zozanên Colemêrgê li penavên bilind yên başûr û bakûrê Zapê cih digirin. Hinek ji wan zozanan ev in; Zozana Balayê, Zozanên Berçelan, Zozanên Satê, Zozana Mêrgezerê, Bêşemlê, Bilmizîd, Çelesor, Kanîmehan û Penava Mendînê. Ji destpêka demsala biharê avên sar, avên berfê, hewayê paqij 5-6 mehên li zozanan tên jiyankirin giyanê dide Colemêrgê. Erdnigariya Colemêrgê ya bi vî awayî  bandor li ser sinca mirov, çand, cil û bergên bandorek pir mezin pêkaniye. Colemêrga warê çiyayan û zozanan gelek tiştên xweşik pêşkeşî mirovên li vê derê dijîn dike. Li zozanan kulîlkên wek Sosin, Beybûn, Berfîn, Nêrgiz û Guldexwîna ku nîşaneya Colemêrgê tenê hinek ji van delaliyên zozanan yên rengûreng in. Her wiha ji bo gelek nexweşiyan rihên(kok) Rêvasê tên xwarin. Ji bo nava penêr Siyabo, Sîrik, Heliz, Mendê û gelek cureyên nebatan li vê erdnigariyê mirov dikare bibîne.
 

HAKKARİ'NİN KONUMU

 

Hakkâri İli, Türkiye topraklarının 1/5’ini bünyesinde barındıran Doğu Anadolu Bölgesi’nin Hakkâri Bölümü’nde yer alır. Türkiye’nin güneydoğu ucunu oluşturan Hakkâri, Merkez, 3 ilçe (Yüksekova, Şemdinli, Çukurca), 4 belde, 136 köy ile 377 mezradan oluşmaktadır. İl, doğudan Türkiye-İran devlet sınırı ve güneyden Türkiye-Irak devlet sınırı ile çevrelenmiştir. İki ayrı devletle sınırı olan İlin, kuzeyinde Van ilinin Başkale ve Gürpınar ilçeleri, batısında Şı nak ilinin Beytüşşebap ve Uludere ilçeleri yer almaktadır. 42°,10' ve 44°,50' doğu boylamları ile 36°,57' ve 37°,48' kuzey enlemleri arasında yer alan Hakkâri, 7228 km2 yüzölçümüyle Türkiye topraklarının yaklaşık % 0,92'sini oluşturur. Genel karakteristiğini yüksek dağların belirlediği ilin denizden yüksekliği ortalama 1720 metredir. En yüksek dağı Cilo Dağı (4168 m) olan Hakkâri’de irili ufaklı birçok yüksek dağ bulunmaktadır. Bu dağların başlıcaları; Sandil (3811 m), Mordağ (3807 m), Karadağ (3765 m), Geverok (3356 m) ve Sümbül (3570 m) dağlarıdır. İlin toplam alanının büyük bir bölümünü kaplayan dağlar, il alanının %87,6’sına teka- bül etmektedir. Dağlardan sonra ikinci ağırlıklı yeryüzü şeklini % 10,3 ile platolar almaktadır. Dağlık kütleler arsında ve akarsu boylarında uzanan ovalar ise toplam il alanın % 2,1’ini oluşturmaktadırlar. Hakkâri İli denizlerden uzak ve yüksek dağlarla çevrili olması nedeniyle genel olarak karasal iklimin etkisi altındadır. Ancak güneyden gelen hava hareketlerinin etkisine giren kesimlerde sıcaklık ortalaması biraz yükselmekte ve güney kesimler kuzeye nazaran daha ılıman geçmektedir. Yer şekillerinin etkisiyle tam anlamıyla bir kara ikliminin hüküm sür- düğü Hakkâri’de yıllık ortalama sıcaklık 10oC, en soğuk ay olan Ocak ayı ortalaması; -4,9oC ve en sıcak ay ortalaması; Temmuz 24,8oC’dir.

Yağış değerlerine bakıldığında, yazların az yağışlı ve sıcak, kış aylarının ise daha yağışlı ve oldukça soğuk geçmekte olduğu görülmek- tedir. Oysa bahar aylarında yılın en fazla yağışı düşer ve hava sıcaklıkları ılık bir karakter gösterir. Yıllık normal ortalama yağışlı gün sayısı 84,

Hakkari'den Bir Görünüm

yağış miktarı ise 789,4 mm olup en çok yağış Nisan (131,7 mm), en az yağış da Ağustos (1,9 mm) aylarında düşmektedir. Ayrıca yılda orta- lama 113,3 gün kar örtüsü görülmektedir. Bölgedeki nem ortalaması yıllık ortalama % 54, ortalama yerel basınç ise 827,5 hPa ’dır.

Hakkâri ili dağlık ve engebeli alanlardan oluşması nedeniyle, Zap Suyu hariç, İldeki akarsuların boyları genellikle kısa ve az su taşımaktadırlar. İlin en büyük akarsuyu sularını Dicle nehrine taşıyan ve İli kabaca kuzeyden güneye kat eden Zap Suyudur. İldeki doğal bitki örtüsü doğudan batıya, kuzeyden güneye hakim formasyon antropojen steptir. Orman formasyonunun bugünkü yayılış sahası ise İlin güney kesimlerinde ve kısmen de vadi ve dağların kuzey yamaçlarında kendini göstermektedir. Doğal olarak yetişen türler arasında meşe, huş, ardıç, titrek kavak ve menengiç türleri yer almaktadır.

 

FİZİKİ YAPISI

Jeolojik ve Jeomorfolojik Yapı

Hakkâri İli gerek jeolojik gerekse jeo- morfolojik yapısındaki çeşitlilik ve kısa mesafede meydana gelen değişikliklerden dolayı tektonizmanın kendini her haliyle gösterdiği nadir sahalardan biridir. Doğu Anadolu Bölgesinin Hakkâri Bölümünde yer alan ilin, stratigrafi- si biraz karışıktır. Dolayısıyla jeolojik yapı yö- nünden çok değişik özellikleri bir arada görmek mümkündür. Genel olarak I. zaman yaşlı gnays, mikaşist, kristalleşmiş kalker gibi tortullar ve başkalaşmış kayaçlardan oluşmuştur. Kayaç cinsleri bakımından çok farklılık gösteren saha aynı zamanda pek çok kırık ve şaryajla da ol- dukça girift bir durum arz eder. Başlıca kayaçlar traverten, kumtaşı, radyolorit, kireçtaşı, meta- lav, gabro, sipilit, lisfanit, serpantinit ve mer- merlerdir.

Hakkâri Bölümü, Arabistan, Avrasya levhalarıyla Anadolu levhasının tektonik ha- reketlerinin bir ürünüdür. Bu levhaların orta eosen ve miyosen ile III. zaman sonlarında bir- birlerine yaklaşması sonucunda gelişen toplu yükselme, dağ oluşumu fazları ile tektonik çatı sağlanmıştır. Bu yapısal hareketler sonucunda bölüm kuzey-güney yönlü, tektonik kuvvetlerin etkisinde kalmış otokton birimlerin üzerine allokton örtüleri ile ilerlemiştir. Bundan dolayı bölüm Alp Himalaya orojenezinin bir devamı niteliğinde gelişip faylar, kıvrımlar, yapraklanma ve heyelanlara  çokça sahne olmuştur.

fy1.png

Bay Köyü-Şemdinli

 

fy2.png

 fy3.png

Hakkari İl Lokasyon Haritası

Hak- kâri kütlesinin yapısını, kuzeyde ve merkezde paleozoik döneme ait kristallen şistler, güneyde ve doğuda kretaseosen kalkerleri oluşturur. Bununla beraber, yukarıda da ifade edildiği gibi yapısı sanıldığı kadar sade değildir. Burada jeolojik devirlerin birçok teşekkülleri geniş şekilde temsil edilmektedir. Kütlenin güneybatısında; çimentolaşmış konglomeralar, kum taşları ve kırmızı kumtaşları hayli kalın bir tabaka 

fy4.jpg

Hakkari Merkezden Genel Görünüm

görünümünde olup kalınlıkları iki kilometreyi bulmaktadır. Hakkâri kompleksi üst Kretase-Paleosene ait olup güneyde önemli bir şaryaj ile sınırlandırılmıştır. Hakkâri il sınırları içerisinde yüksek dorukları tek tepeler şeklin- de görmek mümkündür. Bu güne intikal etmiş olan eski peneplen parçalarının yükseklikleri; Hakkâri çevresinde 2500-3000 metreye çıkmaktadır. Sahada Mesozoyik-Oligosen kıvrım paroksizmasını takip eden safhada, özellikle de Oligosen’de bu yeni kıvrımların aşındırıldıkları ve böylece havzalarda Oligosen’de kullanılan depolarının oluştuğu söylenebilir. Miyosen kıvrımlanmasından sonra ise, aşınım sahasının bu kıvrımları da kapsamak suretiyle genişlediği ve miyosen devrinin sonlarında bütün sahanın bir peneplen haline geldiği sanılıyor. Bugünkü morfolojik manzara, işte bu Post Miyosen penepleni yükselmesi ve derin vadilerle yarılması sonucu ortaya çıkmış gibi görünmektedir.

Doğu Anadolu Bölgesi Neotektonik dö- nem başlarında bir peneplen görünümündeydi. Orta Miyosen’de bölge, kuzey güney yönlü bir tektonizmanın baskısı altında sıkışmaya başlayınca kıvrım ve kırıklar oluşmaya, topografyahızla dalgalanmaya ve değişmeye başlamıştır. Buna bağlı olarak peneplen yerini rejiyonal bir yükselmeye bırakmıştır. Neotektonik dönem boyunca Doğu Anadolu’da kıvrımlar, bindirmeer, açılma çatlakları, sağ ve sol yönlü doğrul- tu atımlı faylar gelişmiştir. Hakkâri Bölümü’nü etkileyen epirojenik hareketlerin ana hattının, bölüm dışında ki Muş Ovası’yla Van Gölü’nün güneyinden geçen fay veya faylar sistemi teşkil etmiş olmalıdır. Belirtilen sistemin güney tara- fındaki saha yükselirken, kuzeyindeki havzalar çökmüştür.

Güney Doğu Anadolu bindirmesinin en doğu ucunda, kuzeybatı-güneydoğu genel doğ- rultusunda uzanan sağ yönlü, doğrultu atımlı Şemdinli-Yüksekova aktif fay zonu yer almakta- dır. Bu fay zonu Güney Doğu Anadolu Bindirme- siyle İran’daki Zağros kuşağı arasında doğrultu atımlı bir transfer fayı niteliğindedir. Birbirini aralı sıçramalı olarak tümleyen beş altı faydan oluşan bu zonun Türkiye sınırları içerisindeki uzunluğu yaklaşık 100 km’dir. Şemdinli-Yükse- kova fay zonu İran sınırları içinde yer alan bu ülkenin önemli aktif faylarından olan Piranşah fayının devamında yer alır. Şemdinli-Yüksekova fay zonunun son yüzyılda orta büyüklükte depremler ürettiği bilinmektedir.

fy5.png

Hakkari İli Jeoloji Haritası

Hakkâri bölümündeki dağların ana çatısını oluşturan Cilo Dağı ve çevresinin jeolo- jik yapısı, tektonik hareketler ve aşınmalar- la yakından ilgilidir. Bölgedeki yassı platolar, tersiyer tabanlarından oluşur. Sivri dorukların temeli sert volkanik oluşumlar, güneydeki ba- samakların temeli ise trias tabakalarıdır. Cilo Dağı ve çevresinin kuzeyindeki, Yüksekova çöküntü alanı ile Büyük Zap oyulma ve boşalma alanları ortaya çıkmıştır.

Hakkâri, Nümmülitli kalker şariyajı esnasında vuku bulmuş bir graben içine kurulmuştur. Katolar fay hareketinin neticesidir. Bel- ki de Zap suyu yatağını bir fay boyunca açmıştır. Zap’ın kolları olan Helêl deresi, Dez deresi muh- temelen fay dereleridir. Kuaterner'de umumî bir yükselmeye ve kırılmaya tâbi olmuştur. Bu kırılma esnasında Sümbül dağı Mere dağından ayrılmıştır. Sümbül dağının güney yamacı kuzey nazaran daha fazla yükselmiştir. Sümbül dağı için bu kısa tektonik müşahedeler, Kretase ve Nümmülitik sedimentlari ihtiva etmeyen, Çarçela dağı istisna edilecek olursa, Hakkâri’nin diğer dağ silsileleri için de aynıdır.

Hakkâri ilinin doğu kesimleri ve İran sınırındaki Bernuvaz köyünde benzer görü- nürdeki Üst Kretase-Paleosen üzerinde belirli olmayan açısal diskordansla duran, çoğunluk- la kırmızı ve yanık kırmızı renkli fliş, marn, kumtaşı, çakıl kumtaşı, kumlu çakıl taşı ve tali önemde kireçtaşı nöbetleşmesinden yapılmıştır. Tabakalanma her zaman belirgin değildir. Alttaki benzer temelden yeşil kayaç ve şişkin kireçtaşı merceklerinin yokluğu ile ayrılır.

Kaynak: Hakkari İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Gold Firmalar